Arşiv

   
 


 

 

Ana Sayfa

Arşiv

İletişim

 


     
 





Bir Merhaba Yazısıda ''benden''


Nedendir bilinmez ama eğer çok düşünen biriyseniz elinize kalem alıp önünüze beyaz bir kağıt serdiğinizde eliniz açılır ve düşündükleriniz sanki beyninizden yola çıkarak boynunuzdan, kollarınızdan, ellerinizden, kalemin ucuna kadar süzülürler.

 Kalem tahtadır! tahta iletkenmidir? peki ya neden düşüncelerinizi kağıda iletiyor? yoksa o beyaz, bomboş görünen kağıt daha önce yazılmışta siz üzerindenmi geçiyorsunuz kalemle? Yada bütün maharet kalemdemi? kalemmi bizim böyle düşünmemizi sağlıyor? ellerimizi hakeret ettiriyor? ozaman kalem cansız bir varlık değil. Yazıda öyle, yazılar insanlara birşeyler anlatırlar, birşeyler anlatan varlıklar cansız olabilirlermi? Nedir bu sihir peki?
Mesela bir deneme yapalım şimdi size bir yazı yazacağım ve bu yazının sizle konuştuğunu hissedeceksiniz.

''MERHABA SEVGİLİ OKURUM''

Aslında, sadece ''tırnak'' içinde büyük harflerle yazdıklarım sizlerle konuşmadı! bütün yazdıklarım sizlerle konuştu.




Doğu ERDEM
28.08.2008




Murat Çelik'in ''Dünya Barışı! İçin Yaptığı Açıklama..''



(Murat Çelik'in Bu Açıklamaları 06.09.2008 Tarihli mynet.com adli sitede yayınlanmıştır..)


(Beşiktaş yöneticisi Murat Çelik, G.Saray’ın yeni transferi Milan Baros’un ırkçı olduğunu ve Türkiye’ye yakışmadığını söyledi.)

Sn. Murat Çelik..  Şimdi bize benim içimdeki dünya barışını koruma ateşi alevlendi demeyin.. Çünkü inanmayız.. ayrıca Murat Çelik, Noumanın Beşiktaşta forma gifdiği dönemlerde Noumanın ahlaki kurallara aykırı hareket ettiği için gönderildiğini ve aynı hareketi Galatasarayında yapması gerektiğini ifade etmiş.. açıkçası Milan Baros geldiğinden beri daha Türkiyede Nouma Kadar Terbiyesizleşmedi.. Tabiki Beşiktaş Gönderecek Onu.. Galatasarayda eğer Milan Baros siyahi futbolculara karşı ( ki bunlardan galatasaray kadrosundada var, öyle birşey olsaydı Milan Baros Galatasaraya gelmezdi) ırkçılık politikası izlerse işte ozaman Galatasaray gerekeni yapmalıdır.. Hele dur biraz daha yeni geldi adam.. nedir ne değildir.. öğrenelim.. hele bir Noumanın yaptığı gibi ahlaksızlığını Türkiyede görelimde öyle yargılayalım adamı.. Fransada top koştururken siyahi bir futbolcuya karsı hoş olmayan bir hareket yapmış olabilir.. tamam Milan Baros u bu politikasından dolayı kınıyabiliriz.. ama bu devam edecek diye bir kaide de yok.. Fransadaki hareketinden dolayı.. onu dışlarsak bizim yaptığımızda yanlış olmazmı.. bu dediğiniz cezayı onun ozamanki takımı vermeliydi ona.. bizim bunu şu an yapmamız tamamen bir aptallık olur.. insanları dışlamak, ırkçılık yapmak, doğu- batı diye ayrım yapmak, yeryüzündeki (ve gökyüzündeki) en büyük aptallık olur... Tabiki bizlerinde Murat Çeliğin sözlerine hemen inanmamızda büyük bir aptallıktır.. çıkıpta ben barış yanlısı olduğum için.. Galatasaraya yönelik bir gönderi değildi demesine inanmayız heralde!..



Doğu ERDEM
06.09.2008



En İyi Saçmalıklarımız..



Dünyada başka ülke varmıdır acaba bizim kadar ölçü birimlerini az kullansın..
zaten biz toplum olarak bi ölçü birimlerini kullanmakta tasarruf yapıyoruz.. varmıdırki acaba şöyle bir ölçü birimi.. ''Cabbar abi geçen balığa gittikya, ha bu kolum kadar balık tuttuk..'' (sanki diğer kolu daha uzun yada daha kısaymış gibi ha bu kolum diyenler var) -abi senin kolun nekadar? onun ölçüsünü söyle bari bende balığın ölçüsünü bulmaya çalışayım-
Evde yemek yapan annelerimiz şu cümleyi çok kullanırlar.. ''çocuum! bana raftan bir diş sarımsak verirmisin?.. -anacım bir diş nekadar oluyor? zira dişi büyük olan var? eğer kastettiğin zürafa dişiyse okadar büyük sarımsak ben daha görmedim..-
Sonra bir arkadaşınız yanınıza gelir.. ''abi geçen gün pazardan portakal aldık her biri nah kafam kadar!'' -yahu kardeşim benim pazardan portakal alan kafası çok büyük, vicududa kafasıyla orantılı arkadaşlarım var.. Ben adanada doğdum büyüdüm görebildiğim en büyük portakal normal bir insanın kafası kadar bile değil.. nasıl kafan kadar oluyor anlamış değilim..-
Sohbet ediyoruz.. evet evet çokta güzel bir sohbet.. arkadaş dalmış konuşmaya.. habire anlatıyor.. ''..cabbarcım, bizim evin önünde her gün 3 tane, bilemedin 4 tane araba park ediliyor..'' -abi neyi bilemedim ben daha birşey söylemedim ki birşeyi bilememiş olayım.. yarım saattir ağzımı açmıyorum .. sen söylüyorsun, sen bilemiyorsun.. yahu banane bundan..-
Çalışıyorsunuzdur, diyelimki evraklar masanızın üzerinde dosyalara yerleştiriyorsunuz, Yanınıza biri gelir ve ne yaptığınıza baka baka sorar.. ''Mümtaz ne yapıyorsun?''.. -eee, ben spor yapıyorum, baya bi kilo almışım bugünlerde, hani boşken bir işim yokken spor yapayım dedim aldığım kiloları eriteyim, manyakmısın kardeşim görmüyormusun ne yaptığımı? sen benim ne yaptığımı görüyorken neden ben sana ne yaptığımı anlatayım? delimiyim ben?-
Eminim sizde benim gibi bu Dünyanın en saçma cümlelerine kızıyorsunuzdur.. ama ne yapalım.. bazen bizde dalıyoruz.. ''ne yapacaksın?'' gibi güzel bir soru cümlesini, sanki yeterince kısa değilmişte, dahada kısaltıyor -netcen- diyoruz...



''Doğu ERDEM''
05.09.2008





Halka %34 Volt! Elektrik Zammı..



Türkiye’nin yerli kaynaklarından elektrik üretilebilecek potansiyeli 432 milyar kilovat saat. Ancak bunun 350 milyar kilovat saati kullanılmıyor. Son dönemde EPDK’ya yapılan lisans başvurusundaysa ithal kömür ve doğalgaz ağırlıkta. Bu durum, elektrik üretimindeki ithal kaynak ağırlığının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı sonucunu ortaya çıkartıyor. Enerji Bakanlığı ise yerli enerji kaynaklarının ağırlıklı kullanılmasıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapıyor, ancak bu konuda henüz bir ilerleme sağlanmış değil.

İlerleme sağlanamaz tabi!! yahu biz yıllardır eğitimde ilerleme sağlayamamış bir ülkeyiz, yerli enerji kaynaklarını kullanma konusunda nasıl ilerleme sağlayalım?
Türkiye'de ki akarsuların enerji potansiyeli yüksek, kömür rezervi fazla ama hala elektrik üretimi için doğalgaz ithal ediyoruz.. ve şu an bu yüzden elektriğe büyük bir oranda zam geliyor.
Evimizde olan eşyaları kullanmıyor, gidip dışarıdan iki kat daha fazla para ödeyerek eve eşya alıyoruz ) nekadar saçma bir sistem bu! bazı haberlere bugün dünyanın gözü Türkiyedeydi diye başlanıyor!.. Bence Dünyanın gözü herzaman Türkiyede! ve Yaptıklarımıza gülüyorlar (hatta benim yaptığım gibi iyi günlerindeyseler kahkaha bile atıyorlar)...
Ama biz hala bir ilerleme kaydedemiyoruz! ve bu böyle devam edecek..



Doğu ERDEM
04.09.2008





Flört mü? Hayır Ben Almiycam..



-Merhaba çok güzelsiniz..
-Selam (şimdikiler slm yazıyor) kırmızı çok yakışıyor, gözleriniz lens mi?
dünyanın belkide en saçma Flört başı cümleleri diyebliriz bunlar için..
aslında flörtün ne demek olduğunu bilsek cümlesinide kuracağız da flört nedir bilmiyoruz ki!!
bazılarımız flörtü galiba daldan dala atlamak gibi birşey sanıyorlar yada kendilerini arı sanıp (dişi veya erkek farketmez) her çiçekten bal almaya.. bazılarıda etobur bitkilere yakalanıyorda o onların aptallığından.. arkadaşlar (o kişiler arkadaşım olamazya lafın gelişi arkadaşlar diyorum) flört insanın karşı cinsten (bu bazen öküzde olabiliyor) biriyle yaşadığı gayet duygusal, gayet samimi bir şekilde kurduğu iletişimdir. (bu kendi yorumum, bilimsel olarak uzun sürmesin diye)

Not:daha önceleri bazı gruplarda yazdığım gibi islam dininde çok eşlilik islamiyetin yayılış döneminde erkeklerin ölüm oranının fazla olmasıyla beraber, eşini kaybetmiş olan kadınlarla evlenip himaye altına almak sevaptır, ve bu konu müslüman kardeşlerimizce anlaşılmamış olup saptırılmıştır.

nottada yazdığım gibi flört kelimesi saptırılmasın. sonra uçan arabalar zamanı gelecek düşünün artık adam sevgilileriyle hep beraber gezmeye gidecek ozaman adamın garajında birde otobüs olması gerekir... daha medeni olacağız ya birden fazla eşliliğe kimse karşı çıkmayacak ozaman şu durum ortaya çıkar sevgilimin sevgilisinin sevgilisi benimde sevgilim ))hatta uzatalım onunda sevgilisinin sevgilisi benim de sevgilim.. dünyanın en saçma sistemi oldu.. ama bir bakıma herkes birbiriyle Adem ve Havva'dan sonra tekrar akraba oluyor.. belki bu çok eşlilik hoşgörüsü (nasıl bir hoşgörüyse):) yeryüzündeki savaşlara bir son verebilir ha ne dersiniz... )



Doğu ERDEM
31.08.2008





Savaş ve Barış



Hayır! tamamen isim benzerliği! benim bu konuda Tolstoy'la hiç alakam yok, ama ileride belki olabilir.
Bir önceki Flört konusunda, belki bu çok eşlilik, savaşlarıda bitirir demiştim, tabiki o an aklıma geldiği için yazmıştım o cümleyi, ama öyle bir, çok eşlilik hoş karşılansaydı ben savaşmaya razı olurdum.. Savaş tabiki kötü birşey ama çok eşliliğin en az savaş kadar hatta daha fazla kötü yanları var. savaşlarda çoğunlukla (çoğunlukla kelimesini yazdığıma bakmayın aslında azınlıkla demek isterim) yetişkinler ölürler ama çok eşlilikte herkes ölebilir. bu daha doğmamış bir bebek (aslına bakarsanız savaşlardada sık rastlanan birşey bu, örneğin abd'nin ırak savaşı!) olabilir, veya doğmuşsa bile fazla yaşayamayabilir... belkide siz onu bile, görebilecek kadar yaşayamayabilirsiniz! bu yüzden 1.si savaş 2.si çok eşlilik, her ikisinede savaş açmamız gerekiyor (savaş açmaktan kastım tamamen iyi niyetle yoksa savaşa savaşla karşılık vermek hiçte mantıklı değil:)) ve öldürmeden savaşarak, barışı sağlamaya çalışmalıyız ki.. yarınlarımız çocuklarımız olsun.. çocuklarımız yarınlarımız olsun...



Doğu ERDEM
01.09.2008





Bir İranlı İle Yaptığım Kısa Bir Sohbet..



Göztepeden kartala giderken dolmuşta yanyana oturduğumuz bir iranlı ile yaptığım kısa bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istedim..

(bu şahıs Türkiye sınırlarına yakın bir yerde doğup yaşadığı, Türkiyeye sık sık gidip geldiği için Türkçeyi iletişim kurabileceğimiz kadar biliyordu)

-Nezamandır Türkiyedesin?
-2 gün önce geldim, ama daha önce de sık sık gidip gelirdim.
-Ne iş yapıyorsun Türkiyede?
-Kaçakçıyım! (az miktarda kaçak eşya, çay, şeker türü şeyler)
-Kaçakçılık tehlikeli bir iştir hem de yasal değil, neden yasal bir işte çalışmıyorsun?
-Türkiye vatandaşı değilim bu yüzden Türkiyede yasal bir işte çalışamıyorum
-İranda ne iş yapıyordun?
-Bilgisayar mühendisliğini kazandım gitmedim
-Aaa! kaçak işinde daha mı çok para var?
-Hayır ancak karnımızı doyuruyoruz, devam etmememin sebebi parası çok azdı yani nerden baksan Türkiye parasıyla 350 milyon
-Bizim asgari ücretten daha az mış, enflasyon fazla yani iranda?
-Evet ekonomik kriz çok
-Peki Bilgisayar Mühendisliğini okumak kolay oldumu senin için?
-Hayır çok zor İranda okumak, yaklaşık 3 milyon kişi sınava girer (Türkiye'deki öss gibi bir sistem var İranda da) buna karşılık 250 bin öğrenci yerleşir Üniversiteye bu yüzden bazı arkadaşlarımız Türkiyeye geliyor okumak için,
-Peki bunlara rağmen İran Halkı Cumhurbaşkanını seviyormu?
-Hayır kimse memnun değil Cumhurbaşkanından
-Türkiye halkı seviyor ama sizin Cumhurbaşkanınızı
-Evet Amerikaya kafa tuttuğu için
-Peki Amerikaya okadar kafa tutuyorda, Amerika hemen yanıbaşında sayılır İranın, ya Amerika savaşa girse İranla ne yapar İran? Biliyorsun Saddamda kafa tutuyordu ama bir mermi bile atmadı.
-İlk başta halk silahlanır, eline silahı alan Amerikan askerlerine yöneltir. Irakta olanları biliyoruz Amerikan askerleri kadınlara tecavuz ediyorlardı, böyle bir olayın başımıza geldiğini düşünmek bile çok kötü bu yüzden bizim için toprak namustur. Sonra İran İsraili vurur, iki nükleer İsrail gibi küçük bir ülkeyi haritadan kolaylıkla silebilir.. Amerika bu yüzden çekiniyor zaten, Amerikadaki israilli büyük iş adamları Amerikaya ''İran İsraili vurursa buradaki bütün yatırımlarımızı geri çekeriz'' diyor.. Bu yüzden Amerika cesaret edemiyor İrana girmeye..

(bu konuşmalar esnasında okul okurken de kaçakçılk yaptığını ve bir çok arkadaşınında böyle yaşadığını belirtti, hatta kaçak malları sınırdan geçirirken hemen hemen hergün eşkıyalarla (pkk ve Pejak'ı kastettiğini ekledi) karşılaştıklarını kendilerinden sınırdan geçirecekleri her at başına Türkiye parasıyla 20 ytl istediklerini belirtti ve ekledi ''zaten üç beş kuruş kazanıyorduk onuda elimizden almaya çalışıyorlar''

Ve ineceğimiz yere geldik dolmuştan beraber indik onun gideceği yeri tarif ettim ona, tokalaştıktan sonra ayrıldık...



Doğu ERDEM
30.08.2008

 
 

2 ziyaretçi (3 klik)

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol